24 Ekim 2019 Perşembe

IRK BİTİG’DEKİ HAYVANLAR VE BU HAYVANLARIN TÜRK MİTOLOJİSİNDEKİ YERİ:Kurt :




IRK BİTİG’DE YER ALAN HAYVAN MOTİFLERİNİN İNCELENMESİ

  YABANİ HAYVANLARIN YER ALDIĞI FALLAR

 Kurt

Türk kültüründe ve mitolojisinde en önemli hayvan motiflerinden biri kurttur. Bu durumun en belirgin sebebi kurdun, Göktürklerin Bozkurt Destanı’nda hayvan-ana şeklinde üremeyi gerçekleştirdiği rolünde aramak mümkündür. Tarih boyunca göçebe yaşamın da etkisiyle Türkler, kurttan hem korkmuş hem de onu kutsal bir varlık olarak değerlendirip yeri geldiğinde tanrısal bir kisveye sokarak ona saygı duymuşlardır. Türk mitolojisinde de kurt çeşitli şekillerde tasvir edilmiş ve genellikle önemli motiflerde karşımıza çıkmıştır.

Kurt, Türk mitolojisinin başlangıcı ve aynı zamanda en önemli sembolüdür. Kurt, hayvan besleyen kavimlerin en çok ilgilendikleri ve korktukları bir hayvan olmuştur. Sürülerin en büyük düşmanı kurttu ve kurtlar sürü halinde dolaşırdı. Bu sürünün başında ihtiyar bir kurt olur ve tüm kurtları nereye giderse oraya götürürdü. Türkler işte bu sürünün başındaki ihtiyar kurttan korkarlardı (Gültepe, 2015: 432-433)

Renklerine göre Bozkurt (Gök Börü), Ak Kurt ve Kızıl Kurt olarak adlandırılan kurt, İslamı yaymak üzere Ergenekon’dan çıkan Türklere, Hz. Muhammet’in gönderdiği üç adama ve Oğuz Kağan’a seferlerinde yol gösterici olmuş, yeri geldiğinde de kurtarıcı rolüne girerek onları kurtarmıştır. Hiyung-nuların hakanlarından birinin kızına koca, Göktürk efsanelerinde ana, Cengiz’e ise baba olmuştur. Çuvaşlara göre de kurtların Bihambar adında hükümdarları vardır. Türk boylarında ve onların efsanelerinde kurt; Börü, Börte, Börcü, Assena, Sina, Cina, Cine, Cino, Yaşkar gibi adlarla anılmaktadır. İslam öncesi inançlarda kurdu oldukça sık görürken İslamiyet’le birlikte kurt yerini yavaş yavaş köpek, geyik gibi hayvanlara devreder. Ama bu durum İslamiyet’te kurda dair bir inanışın olmadığı anlamına gelmez. Örneğin, İslami inanca göre kurt, Hz. Ali’nin köpeğidir ve onu öldüren zarar görür. Aynı zamanda kurdun öldürdüğü hayvan leş sayılmaz, eti yenir. Çünkü kurt, hayvanı önce boğazlar daha sonra yer (Uraz, 1994: 143-144).

Murat Uraz kurdun üç renkte adlandırılmasına işaret ederken Yaşar Çoruhlu kurdun, ak, al, kara gibi renklerle var olmasını renk simgeciliğinin bir işaret olarak açıklamaktadır. Yaşar Çoruhlu’nun belirttiğine göre ak kurt, gök unsuruna yani saflığa, temizliğe ve erdeme; al kurt, şiddete ya da yer unsuruna; kara kurt ise karşı durulamayacak kuvvete, yeraltı unsurlarına ve buna bağlı olarak da kötülüğe işaret etmektedir (Çoruhlu, 2013: 168).

Jean P. Roux’un belirttiğine göre Oğuzlarda ender rastlanan bir durum meydana gelmiştir. Oğuzlar, böri kelimesini yasaklayarak onun yerine bir solucanın adı olan kurt kelimesini böri kelimesine karşılık olarak kullanmışlardır (Roux, 2015: 58). Cengiz Çelik’ten edinilen bilgilere göre börü kelimesi yerine kullanılan kelimeler şu şekildedir; bozkurt, canavar, dağdaki, dağda gezen, dikar, dik kulak, gök gözlü, guri, garakurt, kaskır, kaşkır, kızıl göz, kurt, öcü, pav kulak, peygamber iti, uzun kuyruklu, yalınsak (Çelik, 2011: 71).

Hasan Köksal ise kurdu farklı bir yaklaşımla ele almıştır. Köksal’ın belirttiğine göre kurt, Türkiye Türklerinde orduyu temsil eden Mehmetçik sembolünün eski Türkler tarafından tanrılaştırılmış bir benzeridir. Mehmetçiğin Allah Allah naralarıyla, eski Türklerin ise bozkurt sesleriyle düşman üzerine saldırmaları, birlik, beraberlik ve imanın tek noktada toplanmasının işaretidir (Köksal, 1985: 47).


Daha önce de belirttiğimiz gibi kurt Türk kültüründe yer alan en önemli hayvan motiflerinden bir tanesidir ve bu yüzden Türk mitolojisinde de geniş bir yer kaplamaktadır. Türk kültüründe kutsal ve uğurlu kabul edilen kurt, ana baba olabildiği gibi; kurtarıcı, rehber, yol gösteren, şefkatli, cesaretli ve totem olarak da kabul edilen bir hayvan olmuştur. Bu denli öneme sahip olan kurt, Irk Bitig’de 27 numaralı falda ve tek bir yerde geçmektedir:

 (27) “Zengin (bir) adamın koyunu ürküp kaçmış. (Yolda bir) kurda rastlamış. (O sırada) kurdun ağzı zehirlenmiş. (Koyun böylece) sağ salim kalmış, der.

Öylece biliniz: (Bu fal) iyidir.”  ” (Tekin, 2013: 30).

Irk Birig’de yer alan falların neticesi genellikle hayvanların başına gelen durumlara göre belirlenmiştir. Eğer falda hayvanlar zarar görüyorsa falın sonucu kötü, hayvanlar zarar görmüyorsa falın sonucu iyidir. Üç kez atılan zarın 2-2-4 şeklinde gelen şans sayıları sonucunda ortaya çıkan bu falın neticesi iyi olarak belirtilmiştir. Çünkü bu falda kurda av olmak üzere ortada kalan koyun, ilginç bir şekilde kurttan kurtulmuştur. Avcı rolünde karşımıza çıkan kurt ise avını yakalayamamış ve ağzı zehirlenmiştir.

Burada kurdun ağzı zehirlenmiş ifadesi bizlere kurtağzı bağlama yöntemini hatırlatmaktadır. Genellikle sürüsünden bir hayvanın kaybolduğuna fark eden kişi, köyün büyüğüne ya da imama gider ve hayvanını kurt yemesin diye kurdun ağzını bağlatır. Genellikle makas ya da çakı gibi bir bıçağın açılarak ona okunmasıyla gerçekleştirilen bu yöntem, kaybolan hayvan bulunduktan sonra kurt aç kalmasın diye ağzının çözülmesiyle bitirilmektedir (Aça, 2016: 26-34; Balaban, 2013: 12-17; Kalafat, 2006: 273-280). Bu durum da bizlere dokuzuncu ya da onuncu yüzyıllarda da kurtağzı bağlama geleneğinin var olduğunu göstermektedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder