ELEÇEK
Bir kadının evli olup olmadığı, başına taktığı eleçekten anlaşılırdı. Gelinler söz konusu baş aksesuarının düğün günlerinde takar ve bir daha ömürleri boyunca çıkarmazlardı.
Daha yüksek olan eleçek modelleri ise, yalnızca çok varlıklı kadınlar tarafından takılabilirdi. Bu baş aksesuarını takan kadınların soylu olduğu hemen anlaşılırdı.
Varlıklı kadınların başlarında taşıdıkları eleçeklerde kullanılan kumaş, 30 metreyi bulabilirdi. Bu uzunluk, yaklaşık 10 katlı bir binaya tekabül ediyor.
Tipik bir Kırgız kadının eleçeğinde kullanılan kumaş uzunluğu ise yaklaşık 5 ila 7 metre arasında değişmekteydi.
Göçebe bir yaşam süren Kırgızlar için, söz konusu baş aksesuarları oldukça kıymetliydi. Kadınlar gerektiği takdirde başlarındaki eleçeğin kumaşını yeni doğan bebekleri kundaklamak için de kullanırdı, göç esnasında hayatını kaybedenlerin kefenini sarmak için de.
Süslü Kırgız kadınları, kimi zaman eleçeklerini kırmızı ipek kumaşlarla da süsleyebiliyorlardı. Zamanında bu durum, zenginliğin bir simgesi olarak görülüyordu.
Bekar kadınlar ise ya ‘tebet’ adı verilen baş aksesuarlarını kullanır ya da başlarına hiçbir şey takmazlardı.
Kırgızlar, eğer gelinin ilk eleçeği kolayca sarılırsa bunun onun evliliğinin ve aile yaşantısının huzurlu olacağına delalet ettiğine inanırlardı.
Tasarımındaki beyaz şeritler ve çene altından geçirilen modeliyle oldukça ayırt ediciydi. Aynı zamanda bölge kadınlarını rüzgâr ve soğuk havalardan da korurdu.
Ancak ülkenin güney kesimlerinde iklim daha ılıman olduğundan ötürü, çene kısmı örtülmeden bırakılırdı.
Ancak onların da başlarındaki örtünün altındaki özel bir kumaş sayesinde, başlarına güneş geçmesine mani olurdu.
Kırgız kadınlar vefat ettiklerinde eleçekte kullanılan kumaş kefen olarak kullanılırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder