7 Şubat 2021 Pazar

KIPÇAK TÜRKLERİ VE ÜLKELERİ

 




KIPÇAK TÜRKLERİ VE ÜLKELERİ
Tataristan ve Tatarlar
Tatarlar, Hun ve Hazar Türklerinin bakiyeleri ile Orta Asya’dan 900’lü yıllarda gelmiş Bulgar Türkleri ve çoğunluklu olarak yine Orta Asya’dan 1000’li yıllarda gelmiş Kıpçak Türklerinden meydana gelmiş bir halktır. Tatarlar, Kıpçak Türk dilinin bir lehçesini konuşmaktadırlar ve yaşam tarzlarında da Kıpçak izleri hâkimdir. Altın Orda Devleti ile Rusya İmparatorlukları zamanında tarihsel olarak geniş bir coğrafyaya dağılmışlardır. Ayrıca Kazan’ın 1552’de Ruslar tarafından ele geçirilmesinden sonra, uyguladıkları siyasi ve dini baskılar sonucunda daha doğuya ve güneye göç etmişler, böylece Tataristan’da nüfus Rusların lehine artarken, Tatarların aleyhine olarak gerilemiştir.
Tatarlar, Polonya’dan Sibirya’ya kadar geniş bir coğrafya da yaşamaktadırlar. Asıl lokomotif yaşam alanı Rusya Federasyonu içindeki, Tataristan Özerk Cumhuriyeti’dir. Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin: Yüzölçümü: 68.000km2 Nüfusu: 3.800.000 (2.000.000 Tatar % 52, 1.600.000 Rus %42 Başkenti: Kazan’dır.
Başkurdistan ve Başkurtlar
1917 Bolşevik ihtilaline kadar Tatarlar ile Başkurtlar arasında hiçbir farklılık olmamasına rağmen, Ruslar tarafından Başkurt Türk boy adı, bir özerk cumhuriyetin adı haline dönüştürülmüş ve İdil-Ural Türkleri arasında suni bir ayrılık başlatılmıştır. Başkurdistan Özerk Cumhuriyeti’nin; Yüzölçümü: 143.600km2 Nüfusu: 4.000.000 (880.000 Başkurt %22, 1.120.000 Tatar % 28, 1.480.000 Rus %37) Başkenti: Ufa’dır. Başkurtların 880.000’ni kendi cumhuriyetlerinde bulunmalarına karşın 700.000’ne yakın da bu cumhuriyete komşu olan Rusya’nın diğer bölgelerinde yaşamaktadır.
Toplam da 1,5 milyonun üzerinde Başkurt Türkü bulunmaktadır. Başkurdistan'ın ekonomik yapısı tarım, hayvancılık ve sanayiye dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, çavdar, yulaf, darı, keten, şeker pancarı, patates, ayçiçeğidir. Başkurdistan önemli petrol, doğal gaz ve boru hatlarına sahiptir. Rafineriler ve petro-kimya fabrikaları ekonominin ana unsurudur. Ülkede ayrıca, kömür, bakır, boksit, altın, manganez krom vardır. Yılda 40 milyon ton petrol, 3.5 milyon m3 doğal gaz üretilmektedir.
İmalat sanayii gelişmiş olup, petrol, doğal gaz, demir-çelik, kömür, elektrik, çimento, şeker, kereste, pamuklu ve yünlü dokuma ekonomide önemli yer tutmaktadır. Uçak imalatı, gübre deri, tütün, gemi inşa, demir ve karayolu taşıtları yapılmaktadır. Ufa, Sterlitamak, İsinbay, Kumertau, Karmavoua'da büyük enerji santralleri bulunmaktadır.
Kazakistan ve Kazaklar
Kazak adı, hür, müstakil, mert, yiğit ve cesur manalar ına gelmektedir. Kazak Türkçesi Tatar, Başkurt, Nogay, Kumuk, Karaçay-Balkar gibi Kıpçak Türk dil grubunda yer alır. Kazaklar, Kazak bozkırlarında yaşamış olan eski Türk devletleri halklarının bakiyeleri olmakla beraber Nogay adlı Kıpçak Türkleri ve Cengiz Han Moğollarının katkısı ile oluşmuş Türk boylarıdır. Kuzey Kazakistan’da Cengiz Han’ın torunlarının kurmuş olduğu Ak Orda devleti zamanla Kıpçak Türk çoğunluğu içinde Türkleşmiş ve bu devlet Kasım Han zamanında Kazak Hanlığı adını almıştır.
Bütün Kazaklar kendilerinin Alaş- Alaç adlı bir atadan türediklerine inanırlar. Sosyal yapılarının, töre ve zang (örfihukuk) larını bu büyük ata tarafından kurulduğunu iddia ederler. Buna rağmen 19. yüzyılda toplanan Kazak şecereleri büyük farklılıklar göstermektedir. Ancak herkesin birleştiği ortak nokta, bu ilk atanın üç oğlu olduğu ve bunların soyundan üç büyük Kazak boyunun meydana geldiğidir. Kazakistan’ın; Yüzölçümü: 2.717.300 km2 Nüfusu: 17.000.000 Başkenti: Astana (Akmola)’dır. Yüzölçümü Türkiye’nin 3,5 katıdır.
Kırgızistan ve Kırgızlar
Göktürkçe yazıtlarda geçen Türk kavim adları içinde tarihleri çok eskiye dayanan ve Çin kaynaklarında zikredilenlerden biri de Kırgız boyunun adıdır. Çin yıllıklarında Kırgızları M.Ö. 2. ve 1.asırlarda Hunlar zamanındaki olaylar anlatılırken görmekteyiz. Çin kaynaklarında Kırgızların, Hunların yıkılışından sonra, “Hakan” adıyla zikredildikleri dikkati çeker. Kırgızlar M.Ö. 2. ve 1. yüzyıllarda Tanrı Dağlarının doğusu ile Tannu-Ola arasında bulunmuşlardır.
13. yüzyıldaki Moğol Cengiz Han’ın istilasından sonra da bugünkü yurtlarına gelmişlerdir. Eski Çin kaynakları Kırgız’ın Eski Türk çağında Yukarı Yenisey bölgesinde olduklarını kaydederler. Kırgız Türkçesi, Türk dilinin Kıpçak grubunda yer alır ve diğer Kıpçak lehçelerinden biraz farklıdır. Kırgızistan’ın; Yüzölçümü: 198.500 km2 Nüfusu: 4.800.000 Başkenti: Bişkek’dir.
DİĞER KIPÇAK TÜRKLERİ
Karakalpaklar
Nüfusları 500.000 civarında olup, Özbekistan’ın kuzeyinde ve Aral Gölünün güneyindeki özerk cumhuriyetleri içinde yaşamaktadırlar. Başkentleri Nukus’tur. Dilleri Kazakçaya çok yakındır.
Altaylar
Kazakistan’ın hemen kuzey sınırında Rusya Federasyonu içinde özerk bir bölgede yaşarlar. Başkentleri Gorno-Altaysk’dır. Hristiyan-Şamanist bir inanca sahiptirler. Bölgelerinde Ruslar ın %60’lık gibi bir çoğunluğu vardır. Zaten Sibirya taraf ındaki, Tannu-Tuva özek cumhuriyeti hariç (buradaTuva’lar ın oranı %67’dir) bütün Türk yerleşim bölgelerinde Ruslar ın ezici çoğunluklar ı mevcuttur. Altay Türklerinin nüfusu 80.000 civarındadır.
Nogays
Nogay Türkleri, Stavropol ve Dağıstan Bölgesi, Çeçen-İnguş Cumhuriyeti ile Karaçay-Çerkes bölgesinde dağınık olarak yaşamaktadırlar. Dilleri Kıpçak grubunda yer alan Nogaylar’ın sayısı 80.000 dolayındadır.
Karaçay- Balkarlar
Karaçaylar, Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyeti'nde yaşamakta olup yaklaşık 160.000 nüfuslar ı vardır. Dilleri hemen hemen Karaçay Türkçesi ile aynı olan Balkar Türkleri, Kabardey-Balkar Özerk Cumhuriyeti'nde yaşamaktadır; sayılar ı 85.000 civar ındadır. Kuzey Kafkasya’da yaşamaktadırlar. Karaçay- Balkarlar, II. Dünya savaşı sonunda Almanlarla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Stalin’in emriyle Sibirya’ya sürgüne gönderilmişler ve neden sonra anavatanlar ına dönebilmişlerdir.
Kumuklar.
Kumuk Türkçesi Kıpçak grubundan olmakla birlikte Anadolu, Azeri ve Karaçay dillerine yakınlık da gösterir. Toplam nüfusları 300 bin kadar olan Kumuk Türkleri Dağıstan özerk cumhuriyetinde(Kuzeydoğu Kafkasya'da) yaşamaktadır. Dağıstan’da yaşayan Kumuklar ve Nogaylar ise bölgelerinde çoğunluk oluşturamadıkları için kendi ulusal devletlerini kurması olanaksızdır. Fakat Dağıstanlılık kimliği, Dağıstan’da yaşayan bütün halklar üzerinde birleştirici bir öğedir.
Dağıstan, Rus nüfuzuna kapalı, aşırı dağlık bir yer olduğu için burada yaşayan her halk asimile olmadan kendi ulusal kimliğini devam ettirmektedir. Dağıstan’ın Rusya’nın sınır bölgesi olması ve çok az sayıda Rus yaşaması nedeniyle ileride bağımsız bir ülke olmayacağını kimse iddia edemez
Kaynak: Prof. Dr. Nadir DEVLET. Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi – Çağdaş Türkiler. Çağ Yayınları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder