5 Ocak 2021 Salı

Size Türk dili ve halkının oluşumu üzerine bir teori sunmak istiyorum.

 




Size Türk dili ve halkının oluşumu üzerine bir teori sunmak istiyorum. Bunu yaparken de iki harita paylaşacağım. Birinci harita şu anda dünya üzerinde Türkçe kökenli dillerin hangi bölgelerde konuşulduğunu göstermektedir. İkinci harita ise babadan oğula aktarılan Y-DNA gruplarınından, Doğu Kafkasya, Anadolu, Azerbaycan, Kuzey Irak bölgelerinde ortaya çıkan J2 Y DNA HAPLOGROUP taşıyan insanların şu anda dünya üzerinde nerelerde olduğunu gösterir bir haritadır. Burada göreceksiniz ki Şu an yada geçmişte Türk dili kullanılan tüm yerlerde, J2 Y DNA taşıyan insanların belli bir oranda olduğunu göreceksiniz. Bu gerçekten çok ilginç bir saptamadır. Bilindiği gibi Batılı bilim adamları J2 Y DNA HAPLOGROUP ait insanları Türk olarak kabul etmiyor. Türklerin Sibiryadan geldiği ve Q-Y DNA grubunda olduğu yönünde bir düşünceleri var ve bence bu düşünce tamamen safsata ve gerçekleri saklamaya yöneliktir. Haritayı incelediğimizde J2 Y DNA Haplogrup un en yoğun olduğu merkezin Kafkaslar,Azerbaycan, Doğu Anadolu ve Kuzey Irak olduğu haritada görülüyor. J2 Y-DNA taşıyan insanların bu bölgeden olmaları tarihte SÜMER ile komşu olduğumuzu ve Türkçede bulunan 200 civarındaki SÜMERCE ile aynı anlam ve söylemdeki kelimeleri açıklamış olur. Bu bölgelerdeki halkların, Sümer devletinin Babilliler tarafından yıkılmasından sonra, Babil krallığı döneminde, kuzey Mezopotamya dan baskı ile sürülerek Azerbaycan bölgesinde yoğunlaştıkları ve bir kısmının da Kafkasya üzerinden Güney Ural bölgesine geçmesi gerçekleşmiştir. Böylece içlerinde J2 Y-DNA grubundaki insanların da olduğu bu halkın macerası da başlamış oluyordu.
Rusyanın ortasındaki Çuvaşların içinde de bu J2 Y-DNA var, bilindiği gibi Çuvaş dili ana Türkçeden ilk ayrılan dillerdendir. Haritada Çuvaşların, Eski Bulgar bölgesi (Tataristan) ve Başkurtların şu an yaşadığı yerlerde J2 Y DNA haplogroupun belli bir oranda olduğu görülüyor. Çuvaş ve eski Bulgarlarn olduğu bu Ural bölgesinde, Kafkasya üzerinden halklar ile ilk karşılaşma ve karışım olmuştur. Bu Kafkaslar üzerinden Azerbaycan dan gelen halk ile bu bölgedeki Kuzeyli halk karışmışlardır. Bu bölgeye gelen halkın içinde bu çağda Macar dediğimiz halkın da ataları vardır. Bu bölgede oluşan yeni halktan temelde üç ana grup oluştu. Macarların ataları, Türklerin ataları ve Eski Bulgarlar. Macarların ataları batı yönünde gittiler. Türklerin ataları doğu yönünde gittiler. Bulgarların bir kısmı da batı ve doğu yönünde gitseler de çoğunluk bu bölgede kaldılar. Bu gün Çuvaş, Tatar ve Başkurt dediğimiz halklar Eski Bulgarların değişik dönemlerden kalan torunlarıdır.
Batıya giden Macarlar da Çoğu zaman Latin haritalarında Türk adı ile gösterilmiştir. Latinlerin bir bildiği olmalı. Doğuya giden halklar Orta asya ve Altay bölgelerine dağıldılar. Altay bölgesinde buradaki Sibiryalı halk ile karıştılar. Burada oluşan halk daha doğuya Moğolistan ve Mançurya yönüne gittiler ve çoğunluk ile moğolistanda kaldılar. Burada da bir karışım oluştu Sibirya yönüne gittiler, ardından şu an Uygurların oturduğu bölgeye ve Çinin Kansu bölgesine geldiler. Mançuryaya gidenler bugün hala orada dilleri ve genetik malzemeleri ile yaşıyorlar, bunlar FUYU KIRGIZLARIdır. En doğuda yaşayan Türk dilli halk.
Ana hatlarını verdiğim bu teori,de Doğu Anadolu, Azerbaycan, Mezopotamya ve Kafkas bölgesinden çıkan halkın adı ve hangi halklardan oluştuğu tam olarak bilinmiyor ancak, bu halkın Ural bölgesinde Kuzeyli Halklar ile karışması ile Türk adı verilen bir halk oluşmuştur. Buradaki karışım sonucu Y DNA havuzunda “ N, R1a, J2, E, R1b” genleri bir araya gelmiştir. Altaylara doğru gidiş ile bu havuza “Q Y DNA” da girmiştir. Mançurya yönünde ise “C ve O” Y-DNA lar da gen havuzuna girmiştir. Uygur bölgesine gidişle birlikte “L” Y-DNA da gen havuzuna girmiştir. Bu nedenle Türklerde ana gruplar “ J2, R1a, R1b,L, E, N, Q “ gruplarıdır. Bölgesel olarak diğer genler de bu havuza girmektedir.
Yukarıda anlattığım teorinin Mezopotamya, Azerbaycan, Kuzey Irak bölümünü Feridun Celilov hoca URMU TEORİSİ olarak oluşturmuştur. Bu teori parçaların birleşmeye devam etmesi ile olgunlaşmaktadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder