29 Eylül 2020 Salı

Buryat Cumhuriyeti

 



Buryat Cumhuriyeti (Buryatça: Буряд Республика, Rusça: Респу́блика Буря́тия ), Rusya'ya bağlı federe cumhuriyet olan ülkenin yüzölçümü: 351 400 km², nüfusu ise 900.000'dir. Başkenti Ulan Ude'dir


Buryatlarda her yıl “manevi temizlenme töreni” yapılır. Bu tören, Alevilerin görgü cemi’ne benzer. Şaman kamı ve oğulları üç ayrı pınardan su getirir. Bunu bir kazana boşaltır. Kekik, ardıç yaprağı, çam kabuğu ve kurban kesilecek tekenin kulağından birkaç tane kıl aynı kazana atılır. Su kaynatılır, kesilen tekenin birkaç damla kanı suyun içine akıtılır. Manevi temizlenme için kullanılan bu suya “Tarasun” denir. Belli işlemlerden sonra manevi temizlenme işlemi tamamlanmış olur. Cemlerde ferraş (süpürgeci)’ın kullandığı süpürge ile Tarasun’daki manevi temizlenme sırasında kullanılan süpürge birbirlerine çok benzer. Buryatlarda Şaman kurban keserken, 9 tane yardımcısı vardır. Her yardımcının ayrı ayrı görevleri bulunur. Alevilerde ise dede veya babanın 11 yardımcısı vardır. Pir, mürşit ve rehber makamlarını üst seviyede hizmetler olarak ayırınca, geriye 9 hizmetli kalır ki, bu da Buryatlardaki sayının aynısıdır.
Tatarlarda kemik kırmak, bir bıçağı veya baltayı ateşe koymak, bir kamçıya dayanmak, yere süt dökmek ve çadırın eşiğine basmak yasaktır. Cemde kesilen kurbanın kemiklerini kırmamak ve kapı eşiğine basmamak gibi yasaklar Alevilerde de uygulanmaktadır.
Başkırtlar için turna kuşu kutsaldır ve düşmanla savaşırken turnanın kendilerine yardım ettiğine inanırlar. Turna Alevilerde de kutsal sayılmaktadır.
Dokuz Oğuzlara göre Kayın Ağacı kutsaldır. Kayın Ağacı erkek, Çam Ağacı dişi olarak 5 oğul doğurur. Alevilerde de Kayın Ağacı kutsal olduğu gibi, “tarik değneği” gibi, dinî ayinlerde kullanılan bazı aletler de kayın ağacından yapılırlar.
Oğuzlarda 24 boyu bulunduğu için, 24 sayısı kutsal sayılır. Alevilerde de 24 sürek, 24 nakip 24 masum-u Pâk kavramlarında olduğu gibi, 24 sayısı kutsal sayılardandır. Türklerin Müslümanlığa girmeye başladıkları devirlerde, Aşağı Türkistan’daki Aklar ile Azerbaycan’daki Kızıllar arasında, senenin belirli bir gecesinde toplu ayin yapılmakta idi. Eski Türklerde suçu itiraf etmek gereklidir, yoksa fenalık bütün oymağa geçebilir.Alevilerde de suç işleyenlerin Görgü Cemi’nde itirafta bulunmaları zorunludur.

Kaynak:
Yusuf Ziya Yörükan, Müslümanlıktan Evvel Türk Dinleri-Şamanizm, Yol Yayınları İstanbul, 2005, s:16-17



Buriack-Moğol kurdu

Çuvaşların tanrı inancı

 




Çuvaşların tanrı inancı



daki Tanrı anlayışı ile diğer Türklerdeki Tanrı anlayışı arasında benzerlikler vardır. Çuvaş dininin araştırmacılarından biri olan Mészáros’a göre, geleneksel Çuvaş dininde “Tek Tanrı” inanışı net olarak ortaya çıkar. Hiç bir şekilde bu inanış paganizme (yazıçestvo) benzemez. Mészáros, Sboyev, Magnitskiy ve diğer bazı araştırmacıların Çuvaşçayı ve konuyu bilmedikleri için Çuvaş mitolojisine ait bazı figürleri farkında olmadan onların dinî inanışlarına taşıdıklarını; bu bakış açısı yanında onların çok tanrıcılıkla, kara inanışla ilgilendikleri için bazı figürleri “tanrı” olarak değerlendirdiklerini belirtir (1909: 3). Ancak Mészáros daki bu tek tanrı inanışında İslam’ın etkisinin bulunduğuna dikkat çeker. Bunu ise Çuvaş dinî literatürüne geçmiş olan İslamî terminolojiyle açıklamaya çalışır (Mészáros, 1909: 4). Bu iddia, ın İslâm’la tanıştıkları dönem için doğru olabilir. Fakat  diğer Türk topluluklarının tarihiyle ve kültürüyle birlikte ele alındığında, onların “tek tanrı”ya dayalı bir inanışa İslâm’ı henüz tanımadan önce de sahip oldukları anlaşılmaktadır (Tanyu, 1986; Günay-Güngör, 1997: 33- 41; Güngör, 1998: 19-25). Bunun yanında, onların İdil Bulgar devleti döneminde İslam’la tanışmalarıyla onlardaki tek tanrı inancının İslam’ın tek tanrıcılık anlayışı çerçevesinde algılanmaya başladığı ve bu anlayışın daha sonraları pekiştiği söylenebilir.

, en yüce varlık olarak Tanrıyı (Turĭ) bilmekte, bu adı tek ve yüce Tanrı için kullanmaktadır. Turĭ adı, ca tazim edilen diğer varlıklar için kullanılmamakta ve bunlar hiç bir zaman Turĭ gibi tazim görmemektedir. Bunun yanında Turĭ’ya atfedilen özellikleri diğer varlıklar taşımamaktadır. Tanrının, kendi yüceliğinde göklerde yaşadığına, dünyayı, insanı ve diğer varlıkları yarattığına, her şeyin sonu geldiğinde yeni bir dünya ve yeni milletler yaratacağına inanılmaktadır (Aşmarin, 1982: 17).

ın Tanrı anlayışında antropomorfik özelliklere de rastlanır. Dualarda ve törenlerde zikredilen Tanrının sıfatlarını, çeşitli ruhları ve antropomorfik özellikleri dolayısıyla inanılan bazı varlıkları tanrı gibi değerlendiren araştırmacılar, ın dinini çok tanrılı bir dinmiş gibi sunmaktadırlar (Nikol’skiy, 1911: 581-584; Matorin, 1929: 43).

Hıristiyanlaşan da Tanrı, “Hıristiyan Tanrısı” şeklinde karşımıza çıkar. Hıristiyanlaşan da Tanrı’ya en yakın durumda olan Tanrılar vardır. Bunlardan ilk sırayı alan, Tanrının Babası (Turĭ Aşşĩ) ve Tanrının Annesi (Turĭ Amĭşĩ)’dir. Bunlar hakkında daha ayrıntılı bilgiler bulunmamaktadır. Ancak bunların saf bir Hıristiyan tasavvuru olduğunu söylemek mümkündür. Şüphesiz böyle bir Tanrı inanışında Hıristiyanlığın etkisi görülmekte ve Hıristiyan inanç esaslarının ın inanışlarına karıştığı anlaşılmaktadır (Aşmarin 1982: 20). Bazı araştırmacılar da Tanrı karşısına şeytanı koyarak ın dininin “dualizm” olduğunu ileri sürmekte, bunu da ın İran kültürünün tesiri altında kalmış olmalarıyla açıklamaktadırlar (Sboyev, 1856: 101- 102; Trofimov, 1993: 12-13). Fakat derinlemesine ele alındığında, diğer Türklerdeki Tanrı inancıyla ın Tanrı inancının birbirine yakın, hatta temel özellikleri itibariyle aynı olduğu ortaya çıkmaktadır.

ın tek ve yüce bir Tanrı anlayışına sahip olduklarını ve onların inandığı Tanrının özelliklerini göstermesi bakımından öteden beri Tanrı hakkında kullandıkları atasözleri önemlidir. Bu atasözlerinden bazıları şunlardır: Turĭ leple śinsanya tĭrat, aşşĩn açisene Turĭ papay tıtsa tĭrat. (Babanın kendi çocuklarının geçimini sağladığı gibi, Tanrı da insanlara bakar). Vıśśa śürene Turĭ tĭrantarat. (Tanrı aç olanı doyurur, rızık verir). Turĭ parni tĭranmalĭh, a etem parni tutanmalĭh. (Tanrı verse doya doya yeter, insan verse sadece tatmaya yeter). Turĭ kalat yolaşki pĕrçine te śınna parma. (Tanrı ihtiyacı olanlara son zerreye kadar vermeyi emreder). Turĭsĭr pośne nim te tuma polmas. (Tanrısız -Tanrının yardımı olmadan- hiç bir şey olmaz). Turĭ ĩślekene yoratat. (Tanrı çalışkanı sever). Turra porte pĩreşkeleh: hot’ aksahĭ, hot’ kośsĭrĭ. (Tanrı için herkes aynıdır: topal da kör de). Śıntan vĭtanmasassĭn, Turĭran hĭramasassĭn, parhatar kurman. (Kim insanlardan utanmaz, Tanrıdan korkmazsa ondan fayda gelmez). Turrĭn kunĕ nomay. (Tanrının günü çoktur). Turĭ korat ta ças kalamas. (Tanrı görür ama hemen söylemez).

Turĭ parmazasĭn kaśkĭr śĩmes. (Tanrı vermezse kurt da aç kalır). Turĭsĭr alĭk sollĕ orlĭda kaśma polmast. (Tanrının izni olmadan kapıdan dahi geçilmez) (Mészáros, 1909: 10; Aşmarin, 1982: 17-19). Geçmişi oldukça eski olan bu atasözleri, ın Yüce Tanrı hakkındaki görüşlerini yansıtması bakımından dikkat çeker.

Geleneksel Çuvaş dininde önemli yeri olan kurban sistemi ve bazı dualar da ın Tanrı inanışı hakkında bilgi verir. , ilkbaharda tarım işlerine başlamadan ve hayvanlarını otlağa çıkarmadan önce, sonbaharda otlaktan hayvanlarını içeri aldıklarında ve ürünlerini tarladan topladıklarında bolluk, bereket ve şükür için yalnızca Tanrıya kurban sunarlar. Bu törenlerde sadece onun adını anar, ona şükür ve dua ederler (Mészáros, 1909: 12-13).

Hıristiyan  Turĭ adını bu dine taşımıştır. Hıristiyan ın, Rusların azizlerine ve Tanrılarına ibadetlerinden hiç bir şey anlamadıkları, geleneksel inanışını muhafaza eden ın da çoğu zaman Rus azizlerine ve putperestliğe kadar götüren onların ikonlarına saygı göstermesine şaşkınlıkla baktıkları ifade edilmiştir. Bunun nedeni olarak da derin bir monoteizm anlayışının bulunması gösterilmiştir (Mészáros, 1909: 16). Yine bu anlayışla , Hıristiyanların Tanrı olarak nitelediği İsa’nın Tanrı olamayacağını her fırsatta çeşitli şekillerde ifade etmişlerdir.  bu konuda şunları ifade etmiş ve tanrı anlayışını ortaya koymuştur: Pirĩn Turĭ ırĭ sıvlĭş… Etemren turĭ pulma pultaraymast’. Śavĭnpa ta sirĩn Hristosa ĩnenme may śuk ĩndĩ. (Bizim Tanrımız görünmez bir varlıktır. İnsan hiçbir zaman bir Tanrıya dönüşmez. Bu yüzden sizin Hıristosa inanmanız boştur.). ın Tanrı hakkında bir başka ifadesi de şöyledir: Tĩp Turĭ – Śülti Turĭ. Sirĩn pek kletke turra ĩnenmestpĩr. Pirĩnşĩn Hristos śuralman ta, vilmen te. (Gerçek Tanrı Yüce Tanrıdır. Biz, sizin gibi insan suretinde bir tanrıya inanmıyoruz. Bizim için Hristos, -İsa- doğmadı da ölmedi de.) (Kudryaşov, 1961: 64). Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere  Hıristiyanların tanrılaştırdığı İsa’nın tanrılığına akıl erdirememiştir. Rus Ortodokslar arasında yaşayan vaftiz olmuş , Hıristiyan teslisinin, yani Hıristiyanlıkta Tanrı’yı oluşturan üç ayrı unsurun özünü öğrenememiş, fakat buna karşılık mutlaka Yüce Tanrı’ya (Śülti Turĭ) inanmış ve Tanrı olarak onu bilmiştir (Kudryaşov, 1961: 65).

Çuvaş mitoloji tasavvurları da ın Tanrı hakkındaki inanışlarıyla ilgili değerli bilgiler verir. Çuvaş mitolojilerine göre Tanrı, orta dünyanın bütün unsurlarını yaratır, bitki ve hayvan dünyasını yerleştirir. Tanrı, insanları topraktan yaratır. İnsanlar ilk yaratıldıklarında çirkindir. Bu çirkinliği gidermek için Tanrı mahlûkata ruh verir. Önce yalnızca bir milleti yaratır. İnsanlar huzur içinde çalışmadan yaşarlar. Yeryüzü insanların bütün ihtiyaçlarını bolca verir. İlk yaratılışta insanların hepsi aynı dile, aynı servete ve zenginliğe sahiptir (Nikol’skiy, 1911: 601; Yegorov, 1995: 118, 120).

İnsanlar sonraları şeytanın etkisi altına girer ve kibirlenirler. Şarabı icat ederler. Daha sonra çatışmalar, sarhoşluk ve oburluk başlar. Bu işlere kızan Tanrı 77 dil, 77 inanç ve 77 millet yaratarak onları yeryüzüne gönderir. Sonra “kepe” adındaki ruhu, her insanın kaderini tayin etmesi için görevlendirir. İnsanlar arasındaki düzenin korunması için Tanrı yeryüzünde bir “hakan” yaratır. Dünyayı bir düzene koyduktan sonra 7. göğe yükselir. Oradan hizmetindeki ruhlar aracılığıyla yeryüzünün düzenini korur ve sürdürür. Tanrı yer ve gök arasındaki aracılık fonksiyonlarını genellikle en yakın yardımcılarına yükler. Tanrı’nın önemli yardımcısı “kepe” adı verilen ruhtur. Kepe alt ve yukarı dünya arasında Tanrı’nın yardımcısı sayılır. Mevcut bilgilere göre kepe yerin içinde ve yerin altında olanı yönetmekle görevlidir. Tanrı ona pülĩhśĩ ve pihampar adında iki hizmetçi verir. Pülĩhśĕ doğan çocuklara rızıklarının belirlenmesi ve yumśĭ (Çuvaş din adamı veya halk hekimi) tarafından verilen isimlerin yazılmasıyla görevlidir. Aynı hizmetçi işini bitirdikten sonra göklere döner, kepeye bildirir. Pülĩhśĩ hakkında halk arasında “Tanrı rızık verdiği halde pülĩhśĩ yazmadıkça o görünmez” sözü yaygındır. Hayvanları kurtlardan, diğer vahşi hayvanlardan koruma ve bütün evrene ateş sağlama görevi pihamparındır. Pihampar Tanrının emriyle devamlı yeryüzünde dolaşır, insanlar hakkında Tanrıya gereken haberleri toplar ve iletir (Nikol’skiy, 1911: 601; Yegorov, 1995: 122).

a göre Tanrı, en yüce varlıktır. Tanrı, yarattığı dünyayı koruyan ve bütün varlıkları besleyen; yerin ve suyun Tanrısıdır. Yeryüzündeki insanlara rızık veren Tanrı’dır. Tanrı’nın devamlı barınağı göktür. , “yukarı nurlu, ışıklı dünya” ifadesiyle, Yüce Tanrı’yı anlatırlar. İnanışa göre; Tanrı bu mekânı sadece cuma günleri terk eder ve yeryüzüne iner. ın bu günde çalışıp çalışmadıklarını ve Çuvaş eşlerinin ocaklarını erkenden yakıp yakmadıklarını öğrenir (Aşmarin 1982: 21).

 arasında yaygın olan inanışa göre, Tanrı olaylara doğrudan müdahale etmez. O, insan neslinin kaderini tayin eden kepe ve onun hizmetçileri yardımıyla faaliyet gösterir. Tanrı’nın hizmetinde başka hizmetçi ruhlar da vardır. Geç döneme ait Çuvaş mitolojilerinde Tanrı inancının Hıristiyanlığın inanç esasları ile karıştığı görülür. Tanrıya babalık, annelik ve çocukluk gibi nitelendirmeler yapılır (Nikol’skiy 1911: 580-584). Mevcut bilgiler bize ın bir Yüce Tanrı Yüce (Śülti Turĭ) inanışına sahip olduklarını, ancak zaman içerisinde çeşitli etkilere maruz kalarak bu inanışlarında değişim yaşandığını gösterir.

KAYNAKÇA
MAKALE YAZARI :
Durmuş Arık
BİBLİYOGRAFYA :
KAYNAK :

Ankara Üniversitesi, International Journal of Central Asian Studies Volume 11-1 2007

28 Eylül 2020 Pazartesi

Türk devletleri olan Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan tarafından kurulmuş olan Türk Konseyinin ortak açıklaması.

 



Türk devletleri olan Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan tarafından kurulmuş olan Türk Konseyinin ortak açıklaması.



Turkic Council - Türk Keneşi
𝐓𝐔̈𝐑𝐊 𝐊𝐎𝐍𝐒𝐄𝐘𝐈̇ 𝐆𝐄𝐍𝐄𝐋 𝐒𝐄𝐊𝐑𝐄𝐓𝐄𝐑𝐈̇𝐍𝐈̇𝐍 𝐁𝐄𝐘𝐀𝐍𝐀𝐓𝐈

Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin işgal altındaki topraklarında yaşanan silahlı çatışmalardan duyduğu derin endişeyi dile getirmektedir.

Türk Konseyi, uluslararası hukukun norm ve ilkelerine olan bağlılığını bir kez daha teyit etmekte ve Ermenistan-Azerbaycan ihtilafının Azerbaycan Cumhuriyeti'nin egemenliği, toprak bütünlüğü ve uluslararası kabul görmüş sınırlarının dokunulmazlığı temelinde, ivedilikle çözümünün önemini yinelemektedir.

Bu bağlamda, Türk Konseyi, 1993 yılında kabul edilen BM Güvenlik Konseyi kararlarının, Ermenistan silahlı kuvvetlerini Azerbaycan Cumhuriyeti'nin işgal altındaki tüm topraklarından derhal, koşulsuz ve tam olarak çekilmeye çağırdığını hatırlatmaktadır.

Genel Sekreter, çatışmalarda hayatını kaybedenler için Azerbaycan halkına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dilemektedir.




Türkiye 🇹🇷 Milli Savunma Bakanı Akar'dan 'Azerbaycan' mesajı: Kardeşlerimizin öz topraklarını savunmasında yanlarındayız
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, "Azerbaycanlı kardeşlerimizin öz topraklarını savunmasında yanlarındayız. Ermenistan derhal saldırılarını durdurmalı, yurt dışından getirdikleri paralı askerleri, teröristleri geri göndermeli ve işgal ettikleri Azerbaycan topraklarını boşaltmalıdır. Böylece ateşkesin, barışın, istikrarın önü açılmalıdır" dedi. Azerbaycan 🇦🇿 Türkiye 🇹🇷 kardeştir . Tek millettir .

26 Eylül 2020 Cumartesi

25 Eylül 2020 Cuma

KARAGAS (TOFALAR) TÜRKLERİ

 



KARAGAS (TOFALAR) TÜRKLERİ
Sibirya bölgesinin çok uluslu halkları arasında iki küçük boy vardır. Onlar bulundukları bölgenin soyu tükenmekte olan halkların temel medeniyetini temsil eden Karagaslar ve Okin Soyotlarıdır. Geyikçilik ve avcılık mesleklerini atalarından devir alan Karagasların en büyük özellikleri iyi bir iz takip edicileri olmalarıdır. Bu özelliklerini miras olarak da devam ettirmektedirler.
"Kara Kaz" boyu Ud nehrinin kenarında asırlar öncesi göçebe Karagaslar adında bir boy olarak yaşamışlar. Ilk önce bu isim sadece bir boya aitken daha sonra orada yaşayan tüm boyara denilmeye başlamış.
Onlar göçebe ve yarım göçebe olarak hem geyikçilik, avcılık hem de çiftçilik meslekleriyle uğraşmışlardır. Onların o bölgeye nereden ve ne zaman geldikleri hala da bilinmemektedir.
1648 yılından itibaren de Rus Devletinin takibi altına girer ve her sene vergi (haraç) ödemeye başlarlar. Onlar her zaman güçlü komşu halklarla tarafsız ve barış içinde ilişkilerini sürdürmeyi başarmışlardır. Karagaslar hakkında tam bilgiler 19 asrın ikinci yarısından itibaren bilinmeye başlar. Bu dönemden itibaren araştırmacılar onların dillerini, yaşam biçimlerini ve geçim kaynaklarını araştırırlar. Karagas yerlerine borçlular, tüccarlar altın madencileri de ilgi göstermişler ve oralara yerleşerek alanlarını daraltmışlar. Böylece her soya ait olan avcılık bölgelerinin sınırı bozulmaya başlamış. Karagaslar bu durumdan dolayı gittikçe Doğa doğru derinliklere Cuglum ve Udin sırtına kadar ilerlerler. 20 asrın sonlarında ise şimdiki Krasnoyarsk, Nicneudinsk ve Tulun yani Doğu Dayan Bölgesi'ne kadar ulaşırlar. Daha sonra Karagaslar şimdiki bulundukları Enesey ve İrkutsk bölgelerine yerleşirler.
1930 yılında Karagaslar Rus Devletinin yeni yönetim sisteminin etkisi ile isimlerini değiştirerek Tofalar (kişi) olarak adlandırılır.
Açıklama olarak da bir halk hayvan ismi (Karagas- kara kaz) ile adlandırılmamalı denilmiştir. Böylece Karagasların yaşadığı bölge 1934 yılından itibaren resmî olarak Tofalar olarak değiştirilmiştir.
Şimdiki Tofalar artık göçebe hayat sürdürmemektedirler ve İrkutsk bölgesinin Alıgdcör, Nepha ve Guntara köylerinde yaşarlar. Bu bölgelere şimdilerde de ulaşım sağlamak çok zordur.
Tofaların dili Altay dil ailesinin Uygur alt grubunun Tofalarca şivesidir. Bu şive Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılır. Akrabaları Tuvalar, Tocinler.
Günümüzde Tofalar Rusya Federasyonunun en az sayıdaki halklarından biridir. 2002 yılındaki nüfus sayımında 654 kişi olan Tofaların sadece 320si temiz kanlı olarak belirtilmiştir. Hiç bir yazılı kaynakta Karagasların toplu ölümü yada kayıplarından söz edilmemektedir. 2010 yılındaki sayımlarda ise sayıları 762 olarak tespit edilir. Şaman inançlarına göre yaşayan Tofalar avcılık ve geyikçilik mesleklerinin dışında demircilik, kerestecilik ve deri işleri ile de uğraşmaktadırlar.
Tofalar Türkleri günümüzdeki yok olma tehlikesi altında yaşayan halklardan biri olarak da bilinmektedir.

Shurubu Kayhan

24 Eylül 2020 Perşembe

BURDA TÜRKİSTAN DERKEN ÜLKE OLARAK DEĞİL TÜRK OLAN ÜLKELERİ KASDETİYOR

 





BURDA TÜRKİSTAN DERKEN ÜLKE OLARAK DEĞİL TÜRK OLAN ÜLKELERİ KASDETİYOR 

YEŞİL RENK TÜRK OLAN ÜLKELER..

.Büyük yeşile bakmayın sadece küçük küçük yeşiller de var oralarda da türk var...Macaristanda türktür uluslararası adı Hungaria dır yani Hun türkleri...

22 Eylül 2020 Salı

BİLİNMEYEN BİR TÜRK OYMAĞI: HAZARALAR

 






BİLİNMEYEN BİR TÜRK OYMAĞI: HAZARALAR
Hazaralar, Afganistan’da yaşayan ve nüfusları %35’ e varan, haklarında çok fazla bilgi sahibi olunmayan, fakat Afganistan’ın en büyük Türk oymaklarından biridir. Uzun süre İran dilinin hakim olduğu bir bölgede yaşayan, okumalarına izin verilmeyen, belli bir dönem sadece köle muamelesi gören, çocuklarını köle pazarlarında satılığa çıkarmak zorunda bırakılan, asimilasyon projesi sonucunda kendi dilleri ve adetleri unutturulan, Farsça’nın bir lehçesi olan Dari dilini konuşan, bölgede yaşayan diğer topluluklara göre hamallık, lağımcılık, çobanlık gibi işlerde çalışan ve cahil diye nitelendirilen bir topluluktur Hazaralar. Geçimlerini genelde hayvancılıkla sağlayan halk, gördükleri sayısız işkence ve zulümlere karşı yılmamış, bir olmayı başarabilmişlerdir.
HAZARALAR’IN TARİHİ
‘’Peki kimdir bu Hazaralar? Gerçekten Türk müdür?’’ sorusu uzmanlar tarafından sıkça sorulan sorular arasındadır. Aslında Hazaralar,her an tepemize bomba düşer düşüncesiyle hayatlarına devam eden, Güney Türkistan’ı yalnız bırakmayan soydaşlarımızdır. Afganistan’ın Hazaracât bölgesinde yaşayan Hazaralar, Hazaracât’ın Afganistan’ın merkezinde bulunmasından dolayı istilacıların, ülkenin bir ucundan bir ucuna geçmek için meskeni olmuştur. Bu yüzden Hazaracât istilacıların sürekli hakimiyeti altında kalmış, tarihte Hazara Hanları ve Mirleri tarafından merkezi hükümete haraç vermek suretiyle yönetilmişlerdir.
IX. yüzyılın sonlarında Hazaracât’ta, Emir Zunnün Ergün tarafından kurulan Ergüniye, Hazara Emareti’nin son emiri olan Şah Beg Ergün’ün, Şah İsmail Safevi tarafından öldürülmesinden sonra sona ermiştir. Yerine tahta Abdurrahman Han geçmiştir. Abdurrahman Han, Afgan tahtına geçtikten sonra Hazara Hanları ve Mirleri yeni emir Abdurrahman Han’ı desteklemişlerdir. Bu durum fazla sürmemiş, Abdurrahman Han ilk iş olarak İngilizlerin yardımıyla Hazaracât’ı istila etmiştir. Abdurrahman Han, Hazaralarla olan savaşlarını meşrulaştırmak için bahane bularak Hazara Hanlarını Şir Ali Han’a destek verdikleri suçundan dolayı tutuklattırmış ve halkın ödeyemeyeceği şekilde 16 çeşit ağır vergi koydurmuştur. İnsanların bu ağır vergileri ödemeye gücü yetmeyince de,Hazaraların önde gelen kişilerini hapse attırmıştır. Abdurrahman Han, binlerce insanı katletmiştir. Sadece Hazaralar’ı değil; Hazaralarla birlikte Özbekler ve Nuristanlılar’ı da öldürtmüştür. Hazaralar’a karşı kin ve nefret duymasının tek sebebi ise, Hazaralar’ın Türk olması ve Hazaralar’ı kendi hanlığına karşı tehlike olarak hissetmesidir.
Hazaracât, 1893 savaşlarından sonra ekonomik canlılığını kaybetmiştir. Hazaralar’ın bu bölgede bulunan bütün otlak, çayır ve meralarına el konulmuş, devlet himayesine alınan bu otlaklarda sadece göçebe Peştun’ların hayvanlarının otlatılmasına izin verilmiştir. Bu içinden çıkılamaz durum kış aylarında yiyecekleri kalmayan Hazaralar’ın topraklarını yok pahasına Peştun’lara satmasına zorlanarak daha da zor bir hal almıştır. Yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmış, ekonomik haklarını kaybetmişlerdir.
Abdurrahman Han’ın oğlu tarafından öldürülmesinden sonra, Hazaralar’ın zorla Peştunlara satmak zorunda bırakıldıkları toprakları geri verilmiş ve Hazaralar tekrar Hazaracât bölgesine yerleşmişlerdir. Abdurrahman Han’ın zulmünden Kabil’e kaçan Hazaralar, 1929 yılından sonra kendilerine verilen fırsatı iyi değerlendirmişler, Hazaracât’tan uzak ve merkeze yakın olma avantajını kullanmışlardır. Kabil’deki Hazaralar siyasi, iktisadi ve kültürel alanlarda rol oynamışlardır. Hazaralar’ı Afganistan siyasetinde 1980’li yıllara kadar görmek mümkün değilken, şimdiler de siyasetin ortasında bulunmaktadırlar.
Afganistan, Davut Han döneminde Cumhuriyet sistemine geçmiştir. Bu dönemde Davut Han’ın bütün dikkati Peştun meselesi üzerinde odaklandığından Hazaralar üzerinde pek fazla duramamıştır. Bu durum Hazaralar’ın lehine olmuş ve devletin çeşitli kademelerinde yer almışlardır. 1978 yılından sonra mücahit partililer, komünist hükümete karşı ülkenin çeşitli yerlerinden direnişe geçmişlerdir. 1978-1985 yılları arasında Hazaralar 50’ye yakın grupla direnişe katılmışlardır. 1979 yılının sonunda ise Hazaralar’ın dinî liderleri ve aydınları bir araya gelerek Afganistan İslam Devrimi İttifakı Hükümeti’ni kurmuşlar ve Seyit Ali Behişti’yi cumhurbaşkanı olarak seçmişlerdir. Bu tarihten sonra Hazaracât özerk bir bölge durumuna gelmiştir.
1989 yılında Hazaralar’ın büyük partileri bir araya gelerek Vahdet Partisi’ni kurmuşlardır. Vahdet Partisi kurulduktan sonra, 3 sene içerisinde Hazaracât ve diğer Hazara yerleşimlerini kontrol altına alabilmiştir. 1991 yılında ilk kez Vahdet Partisi, Afganistan meselesi üzerinde uluslararası bir konferansa davet edilmiştir. Bu konferanstan sonra İstanbul’da düzenlenen İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları konferansına da katılmışlardır.
Taliban rejiminin ortadan kaldırılmasından sonra dış ülkelerin yardımıyla geçici hükümet Hamit Karzey başkanlığında kurulmuştur. Afganistan’ın yeni oluşumunda Hazaralar’ın etkin rolü olmuştur. Şu an parlemantoda Hazaralar’ın 66 milletvekileri bulunmaktadır. Ve sürekli yükselen yeni nesil, Hazaralar’ın kendini toparlaması ve eğitimde ileri düzeye çıkıp, sosyal alanda ilerlemeleri Peştunlar’ı ve Tacikler’i tedirgin etmektedir.
HAZARALAR’IN KÖKENİ
Hazaralar’ın kökeniyle alakalı 3 çeşit varsayım ortaya atılmaktadır. Bu varsayımlar;
Birincisi; Hazaralar’ın tamamen Moğol asıllı oldukları ve Cengiz Han’ın onar grupluk asker birimlerinden dokuz grubunu Kabil bölgesine gönderip, bir grubunu da Amu Irmağı’nın doğusunda bulunan Hazarlar bölgesine göndermesi şeklinde olay cereyan etmiş ve Hazaralar da Cengiz Han’ın gönderdiği askerlerden meydana gelmiştir. Oysa Cengiz Han’ın askerleri bu bölgede bırakma sebebi ve bir grup askeri burada niçin yalnız bıraktığı hala akıllarda soru işareti bıraktırsa da, Cengiz Han bu bölge halkını vahşice öldürdüğü için askerlerini de bu bölge de bırakamayacağından dolayı, bu varsayım kabul görmemektedir.
İkincisi; Hazaralar’ın Büyük İskender zamanında Hazaracat bölgesinde yaşamış olmaları yönündedir. Bu varsayımın kabulu, Hazaralar’ın Moğol asıllı olup, Cengiz Han’ın askerleri olmalarını reddetmektedir.
Üçücüsü ise; Hazaralar’ın tamamen Türk asıllı oldukları yönündedir.(Mengi Han zamanında Hazaracât’a yerleştikleri düşünülmektedir.) Cengiz Han; Belh, Kabil, Gazne, Herat ve Hazaracât’ı istila etmeden önce bu bölgelerde Halaç Türkleri ile Karluk Türkleri’nin yaşadıkları bilinmektedir. İbni Haldun’un ifade ettiği gibi Belh ve bugünkü Hazaracât Türklerin merkezi durumundaydı. Ancak Moğollar bu tarihten itibaren Hazaralar’ı kültürel yönden etkilemiş olabilirler. Tacikler de, komşu durumunda olan bu kavimleri sosyo-kültürel alanda etkilemişlerdir. Bu bölgelerde yaşayan Türkler, Cengiz Han’la savaşmışlardır. Hem Moğollar hem de Türkler sarı ırka mensup olduklarından dolayı birbirlerine kaynaşmaları çabuk olmuştur.
Hicri III. ve IV. yüzyıla ait tarih ve edebiyat metinlerinde Hazaralar, Garçe Türkleri olarak zikredilmiştir.
HAZARALAR’IN ŞİMDİKİ DURUMU
Hazara Türkleri’ne hala Fars oldukları propagandası yapılmaktadır. Türkçe konuşmaları yasak olmasına rağmen Türkçe kelimeleri cümlelerinde ısrarla kullanmaya devam eden Hazaralar, Türk basınında hiç yer almayıp, merak uyandırmamalarına rağmen; Batı basınında baya ilgi çekmiştir. New York Times Gazatesi’nde Hazara Türkleri’ yle alakalı yazılar yer almıştır. Kendi öz kimliklerini, her türlü asimilasyon projesine karşı kaybetmeyen soydaşlarımız, ne olursa olsun hala Türk olduklarını haykırmakta ve Türklükleriyle gurur duymaktadırlar. Katledilip, vahşice öldürülen soydaşlarımız, kalkınmanın en önemli projesinin eğitim olduğunu bilmiş ve bu konuda atılımlar yapmışlardır. Eğitim alanında bir çok başarılara imza atan kardeşlerimiz, her şeye sıfırdan başlamış, yok olmanın eşiğindeyken birbirlerine kenetlenip tekrar kalkınmışlardır. Hazaralar’ın kalkınmalarına hala tepki göstererek, katliamlarına devam eden Peştunlar, yaptıkları bunca soykırıma rağmen Hazara Türkleri’ni yollarından çevirememiştir. Parlementoya 66 milletvekili yerleştiren soydaşlarımız, kendi kardeşlerini hiçbir şekilde unutmamış, günümüzde dahi dayanışmanın ne demek olduğunu tüm Afganistan’a göstermiştir.
Umarım Hazara kardeşlerimize uygulanan bu soykırıma Türk Dünyası kayıtsız kalmayacak, gizlice yürütülen asimilasyon projesinin farkına varacak ve Sayıları 12 milyonu bulan soydaşlarına sahip çıkacaktır. Yoksa bu soydaşlarını hatırlamayanlar yada görmezden gelenler, bunun hesabını soydaşlarına değil, tarih kitaplarında yer aldığı zaman kendi torunlarına vermek zorunda kalacaklardır. Bir gün bu kâbus bitecek, Adriyatik’ten Çin seddine kadar tüm Türkler birlikte olacak ve güneşli güzel günler göreceğiz. İnanmak başarmanın yarısıysa eğer, inancımızı bu yönde desteklemeliyiz.
(Bu yazıyı yazmamda bana yardımcı olan, Hazara Türkleri’nin kim olduğunu bana anlatan, soydaşlarıma sahip çıkma fırsatı veren,bana karşı desteğini ve inancını hiç eksiltmeyen kardeşim Reza Wefaq’ a sevgi ve saygılarımı sunarım.)
FATMA ÖZGE ÖZDEMİR

TARİH BOYUNCA TÜRK KAVİMLERİ VE KURDUKLARI DEVLETLER

 




TARİH BOYUNCA TÜRK KAVİMLERİ VE KURDUKLARI DEVLETLER

CUMHURBAŞKANLIĞI FORSUNDA YER ALAN 16 BÜYÜK TÜRK DEVLETİ

1 - Büyük Hun İmparatorluğu (M.Ö. 350 - M.S. 48)

2 - Batı Hun İmparatorluğu (M.Ö. 374-469)

3 - Avrupa Hun İmparatorluğu (Batı Hun İmparatorluğunun devamı, aynı tarihler)

4 - Akhun İmparatorluğu (370-577)

5 - Göktürk İmparatorluğu (545-681)

6 - Avar İmparatorluğu (550-805)

7 - Hazar İmparatorluğu (650-965)

8 - Uygur Devleti (744-840)

9 - Karahanlılar Devleti (840-1042)

10 - Gazneliler Devleti (969-1187)

11 - Büyük Selçuklu İmparatorluğu (1040-1157)

12 - Harzemşahlar Devleti (1097-1231)

13 - Altınordu Devleti (1230-1481)

14 - Büyük Timur İmparatorluğu (1370-1405)

15 - Babür İmparatorluğu (1526-1858)

16 - Osmanlı İmparatorluğu (1299-1922)

CUMHURBAŞKANLIĞI FORSUNDA YER ALMAYAN TÜRK İMPARATORLUKLARI VE DEVLETLERİ

HUNLAR

1 - Kuzey Hun Devleti (M.S. 48-156) (Çinliler Hiyong Nu derler)

2 - Güney Hun Devleti (M.S. 48-216)

3 - Birinci Çao-Hun Devleti (304-329) (Çinlilerin verdiği adlar)

4 - İkinci Çao-Hun Devleti (328-352)

5 - Hsia Hun Devleti (407-431)

6 - Kuzey Liang Hun Devleti (401-439)

7 - Lou-Lan Hun Devleti (442-460)

8 - Tabgaç Devleti (386-534)

9 - Doğu Tabgaç Devleti (534-557)

10 - Batı Tabgaç Devleti (534-557)

11 - Cücen Devleti (390-545)

12 - Tukyu Devleti (545-658) (Doğu-Batı dahil)

13 - Kuşhan Devleti (300’ler-400’ler)

14 - Doğu Göktürk İmparatorluğu (582-658)

15 - Batı Göktürk Devleti (582-630)

16 - Basaraba Türk Devleti (1000’ler-1300) (sonra Romen devleti)

17 - Topa Devleti (200’ler-376) (Sibirya)

18 - Vey Devleti (381-500’ler) (Goey de denir)

19 - Yüşi Devleti (M.Ö. 165-M.S. 304) (sonra Çao-Hu)

20 - Tango Şato Devleti (923-936)

21 - Tsin Şato Devleti (937-946)

22 - Turfan Uygur Devleti (911-1368)

23 - Kan-çou Uygur Devleti (905-1226)

24 - Türgeş Devleti (717-766)

25 - Karluk Devleti (766-1215)

26 - Kırgız Devleti (840-1207)

27 - Sabar Devleti (400’ler-500’ler) (Sabir de denir)

28 - Onogur Devleti (400’ler-500’ler)

29 - Tugurkur Devleti (400’ler-500’ler)

30 - Uturgur Devleti (400’ler-500’ler)

31 - Oğuz Yabgu Devleti (950-1000)

32 - Samaniler Devleti (892-999)

33 - Doğu Karahanlı Devleti (1042-1211)

34 - Batı Karahanlı Devleti (1042-1212)

35 - Karahıtaylar Devleti (1125-1215)

36 - Tuğtekinliler Devleti (1103-1154)

37 - Mardin Artuklu Devleti (1104-1408)

38 - Ahlatlılar Devleti (1093-1207)

39 - Sivas Danişmendoğulları Devleti (1073-1173)

40 - Kirman Dinarlılar Devleti (1185-1222)

41- Gurlular Devleti (1187-1295)

SELÇUKLULAR

42 - Suriye Selçuklu Devleti (1092-1117)

43 - Kirman Selçuklu Devleti (1092-1187)

44 - Anadolu Selçuklu Devleti (1157-1194)

45 - Irak Selçuklu Devleti (1157-1194)

EYYÛBİLER

46 - Eyyübî Devleti (1171-1348) (Mısır, Arabistan)

47 - Şam Eyyübileri Devleti (1218-1269)

48 - Halep Eyyübileri Devleti (1178-1259)

49 - Hama Eyyübileri Devleti (1178-1350)

50 - Humus Eyyübileri Devleti (1189-1262)

51 - Baalbek Eyyübi Devleti (1170-1244)

52 - Kerek Eyyübi Devleti (1188-1262)

53 - Hısn-ı Keyfa Eyyübi Devleti (1231-1363)

54 - Cezire Eyyübi Devleti (1186-1246)

55 - Yemen Eyyübi Devleti (1183-1228)

56 - CENGİZ İMPARATORLUĞU (1180-1294) (Kubilay Han- Çin İmparatorluğu dahil)

57 - Çağatay Devleti (1294-1424)

58 - İlhanlılar Devleti (1260-1384)

59 - Türk-Çin İmparatorluğu (1260-1367)

60 - Karakoyunlu Devleti (1350-1502)

61 - Akkoyunlu Devleti (1405-1507)

62 - Timuroğulları Devleti (1405-1507)

63 - Buhara Şeybanlılar Devleti (1500-1597)

64 - Astırhanlılar Devleti (Bkz. Buhara Hanlığı) (1597-1740)

İRAN TÜRK DEVLETLERİ (1500-1925)
(Zend sülâlesi 1761-1788 dönemi hariç)

65 - Safevi Devleti (1500-1720)

66- Kılciler (Afgan Türkleri) (1722-1729)

67 - Afşarlar (1729-1754)

68 - Kaçarlar (1779-1925)

MISIR TÜRK DEVLETLERİ

69 - Mısır Kölemen Devleti (Türkmen hükümdarlar) (1181-1382)

70 - Mısır Kölemen Devleti (Çerkez-Türk hükümdarlar) (1382-1517)

71 - Mısır Hidivliği (Sudan dahil) (Kavalılar Dönemi) (1805-1914)

72 - Mısır Krallığı (Melik) (Kavalılar Dönemi) (1914-1952)

HİNDİSTAN TÜRK DEVLETLERİ

73 - Delhi Türk Kölemen Devleti (Gurlular) (1206-1290)

74 - Kılciler Delhi Devleti (1290-1320)

75 - Tuğluklular Delhi Devleti (1320-1394)

76 - Dekkan Türk Devleti (1347-1472)

77 - Bicapur Türk Devleti (1472-1520’ler)

78 - Malva Türk Hanlığı (1401-1534)

79 - Gücerat Türk Hanlığı (1394-1400’ler)

80 - Canpur Türk Hanlığı (1394-1400’ler)

DİĞER HANLIKLAR, ATABEYLİKLER VE BEYLİKLER

1 - Büyük Bulgar Hanlığı (630-665)

2 - Volga Bulgar Hanlığı (665-1391)

3 - Tuna Bulgar Hanlığı (681-864)

4 - Peçenek Hanlığı (860-1091)

5 - Uz Hanlığı (860-1068)

6 - Kuman-Kıpçak Hanlığı (800’ler-1200’ler)

7 - Şato Türk hanlığı (907-1203)

8 - Özbek Hanlığı (1428-1599)

9 - Kazan Hanlığı (1380-1552)

10 - Hive Hanlığı (1510-1920) (Harzem de denir)

11 - Buhara Hanlığı (1599-1785)

12 - Sibir Hanlığı (1556-1600)

13 - Kaşgar Hanlığı (1400’ler-1877)

14 - Hokand Hanlığı (1710-1876)

15 - Türkmenistan Hanlığı (1860-1885)

16 - Kazak Hanlığı (1472-1720)

17 - Kazak Ortayüz Hanlığı (1720-1822)

18 - Kazak Küçükyüz Hanlığı (1720-1822)

19 - Kazak Uluyüz Hanlığı (1720-1800’ler)

20 - Esterhan Hanlığı (1500-1572) (Nogay da denir)

21 - Kırım Hanlığı (1423-1783) (Kerey de denir)

22 - Musul Atabeyliği (1127-1259)

23 - Halep Atabeyliği (1145-1182)

24 - Sancar Atabeyliği (1180-1200)

25 - Amr Adası Atabeyliği (1180-1230)

26 - Uygur Beyliği (800’ler) (sonra devlet oldu)

27 - Karluk Beyliği (Devlet’ten sonra) (1200’ler)

28 - Tolunlular Beyliği (868-904)

29 - Akşidliler Beyliği (935-969)

30 - İzmirliler Beyliği

31 - Dilmaçoğulları Beyliği (1085-1192)

32 - Danişmendoğulları Beyliği (1185-1192)

33 - Saltukoğulları Beyliği (1092-1202)

34 - Sökmenoğulları Beyliği (1100-1207)

35 - Mengücük Beyliği (1118-1183)

36 - Erbil Beyliği (1146-1232)

37 - Çobanoğulları Beyliği (1127-1309)

38 - Karamanoğulları Beyliği (1256-1483)

39 - İnanç Beyliği (1261-1368)

40 - Sahip Ata Beyliği (1275-1341)

41 - Pervane Beyliği (1277-1322)

42 - Menteşe Beyliği (1280-1424)

43 - Çandarlı Beyliği (1292-1462)

44 - Karesi Beyliği (1297-1360)

45 - Germiyan Beyliği (1300-1429)

46 - Hamidoğulları Beyliği (1302-1428)

47 - Saruhan Beyliği (1302-1410)

48 - Aydınoğulları Beyliği (1308-1426)

49 - Teke Beyliği (1321-1390)

50 - Eratna Beyliği (1335-1381)

51 - Dulkadiroğulları Beyliği (1339-1521)

52 - Ramazanoğulları Beyliği (1352-1608)

53 - Dobruca Türk Beyliği (1354-1417)

54 - Kadı Burhanettin Beyliği (1381-1398)

55 - Eşrefoğulları Beyliği (1300-1326)

56 - Berçem Beyliği (1100’ler)

57 - Yaruklular Beyliği (1100’ler)

58 - Şam Beyliği (1117-1154)

59 - Azerbaycan Beyliği (1146-1225)

60 - Fars Beyliği (1147-1284)

61 - Kudüs Artuklu Beyliği (1086-1101)

62 - Harput Artuklu Beyliği (1125-1232)

SON DÖNEM TÜRK CUMHURİYETLERİ

1 - Batı Trakya Türk Cumhuriyeti (1913)

2 - Batı Trakya Türk Cumhuriyeti (1915-1917)

3 - Batı Trakya Türk Cumhuriyeti (1920-1923)

4 - Azerbaycan Cumhuriyeti (1918-1920)

5 - Hatay Cumhuriyeti (1938-1939)

6 - Tatar Şuralar Cumhuriyeti (1918-1920)

7 - Başkırd Şuralar Cumhuriyeti (1918-1920)

8 - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (kuruluşu 14.11.1983)

8 - Azerbeycan Cumhuriyeti (kuruluşu 18.10.1992)

9 - Kazakistan Cumhuriyeti (kuruluşu 16.12.1992)

10 - Kırgızistan Cumhuriyeti (kuruluşu 31.8.1991)

11 - Özbekistan Cumhuriyeti (kuruluşu 31.8.1991)

12 - Türkmenistan Cumhuriyeti (kuruluşu 27.10.1991)

13 - Tacikistan Cumhuriyeti (kuruluşu 1991)

14 - Estonya Cumhuriyeti (kuruluşu 1991)

15 - Litvanya Cumhuriyeti (kuruluşu 1991)

16 - Afganistan Türk Cumhuriyeti

17 - Moğolistan Türk Cumhuriyeti

18 - Macaristan Cumhuriyeti

19 - Bulgaristan Cumhuriyeti

20 - Romanya Cumhuriyeti

21 - Ukrayna Cumhuriyeti (1991)

22- Gürcistan Cumhuriyeti (1991)

ÖZERK TÜRK CUMHURİYETLERİ VE BÖLGELERİ

1 - Dağıstan Türk Cumhuriyeti

2 - Tataristan Türk Cumhuriyeti

3 - Çeçenistan Türk Cumhuriyeti (1997)

4 - İnguşetya Türk Cumhuriyeti

5 - Kuzey Osetya Türk Cumhuriyeti

6 - Güney Osetya Türk Cumhuriyeti

7 - Abhazya Türk Cumhuriyeti

8 - Acaristan Türk Cumhuriyeti

9 - Yakutistan Türk Cumhuriyeti (Soko Türkleri)

10 - Başkırdistan Türk Cumhuriyeti

11 - Çuvaşistan Türk Cumhuriyeti

12 - Nahcivan Özerk Bölgesi

13 - Karaçay-Çerkes Özerk Bölgesi

14 - Kabartay-Balkar Özerk Bölgesi

15 - Kumuk Özerk Bölgesi

16 - Altay Özerk Bölgesi

17 - Udmuristan Özerk Bölgesi

18 - Tunna-Tuva Özerk Bölgesi

19 - Hakas Özerk Bölgesi

20 - Kırım Özerk Bölgesi

21 - Karakalpaklar Özerk Bölgesi

22 - Acaristan Özerk Bölgesi

23 - Abhazya Özerk Bölgesi

24 - Doğu Türkistan (Uygur-Çin’e bağlı)

25 - Gagauz Özerk Bölgesi (Moldavya)

26 - Basklar (Basek Türkleri) (İspanya, Fransa)

ÇEŞİTLİ ÜLKELERDEKİ TÜRK TOPLULUKLARI

1 - Mişerler

2 - Samoyetler

3 - Buryatlar

4 - Evenkiler

5 - Aleuitler

6 - Karayimler

7 - Ugurlar

8 - Nogaylar

9 - Tunguzlar

10 - Lazlar

11 - Alanlar

12 - Avarlar

13 - Besniler

14 - Ubıhlar

15 - Adigeler

16 - Kara Tatarlar

17 - Karagaslar

18 - Soyanlar

19 - İrtişler

20 - Tobollar

21 - Kijiler

22 - Telengitler

23 - Teleütler

24 - Kumandılar

25 - Lebedler

26 - Sagaylar

27 - Beltirler

28 - Kaçlar

29 - Kızıllar

30 - Koybalar

31 - Şorlar

32 - Çatlar

33 - Karapapaklar

34 - Malkarlar

35 - Mesketler

36 - Afşarlar (İran)

37 - Koçarlar

38 - Kaşkaylar

39 - Karadağlılar

40 - Şahsevenler

41 - Hemseler

42 - Kengerlulan

43 - Horasanîler

44 - Karayitler

45 - Karaçorlular

46 - Laponlar

47 - Tibet Türkleri

48 - Pamir Türkleri

49 - Mançurya Türkleri

50 - Sancak Türkleri

51 - Kosova Türkleri

52 - İran Azerîleri

53 - İran Türkmenleri

54 - Irak Türkmenleri

55 - Halep Türkmenleri

56 - Mısır Türkleri

57 - Pakistan Timurî Türkleri

58 - Hindistan Timurî Türkleri

59 - Çin Türkleri

60 - Dunganlar

61 - Pomaklar

62 -Boşnaklar

63 - Zazalar

64 - Kırmançlar

65 - Goranlar

66 - Soranlar

67 - Dımıllılar